Kayıtlar

2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bak, yıldız yağıyor

Resim
Hafif bir inleme... Yere düşen şırınga... "Pıt...pıt" diyordu içinden, akan kan damlalarını sayarcasına. "Yıldız yağıyor!" Pencereye eli uzandı. Boğuldu, boğulayazdı, boğulacak; eylemin neresinde olduğunu kestiremiyordu. Göremeyeceği İstanbul manzarasını düşündü. Pencereyi açmaktan vazgeçti, kendini yere bıraktı. "Pıt...pıt" Cihangir'de, tanımadığı bir evde yere uzanmış tavandaki fosforlu yapıştırma yıldızları sayıyordu. Yıldızların hepsinin aynı anda kaymasını diledi. Kendisine bir yıldız seçti. Muhtemelen sabah seçtiği yıldızın hangisi olduğunu hatırlamayacaktı. Olsun, şimdilik kendi kurgusu içinde oyun oynamaktan bir zarar gelmezdi. Yıldız daha da parladı. Parladıkça daha da kaymaya uzaklaştı. Oysa o yıldızın kaymasını istiyordu. Yatağa girip yorganın altından dönerek komidine saklanmasını, oradan fırlayıp askılığa çıktıktan sonra üzerine, tam üzerine yılbaşı süsü gibi konmasını bekledi. Yıldız daha da parladı... "Pıt...pıt" Kan damlaları

Bir Kadının Ağzından "Olmayacak" Cümleler

Alışmak diyorsunuz; her gün aynı kokuşmuş iş yerine gitmek, aynı saatte öğle arasına çıkıp aynı lokantaya gitmek ve menüye bakmaksızın aynı yemeği yemek, sonra da her gün aynı eve dönüp, aynı çocuğun başını okşayıp aynı kadınla sevişmek... Alışmak diyorsunuz... Ben de rutin hayatın kadınıyım aslında, tabii düşünceler yanlıdır ya, ne tarafından bakarsınız diye “şey ettim.” Her gün aynı deterjan kokularıyla başkalarının evinde, başkalarının pisliklerini köpürtürken aynı kurumuş ellere bakıyorum. Sonra, başıma aynı yemenimi bağlayıp aynı saatteki otobüse biniyorum. Paranoyak değilim de, ondan şöyle özetleyeceğim: İş çıkış saatlerimizin bir olduğu aynı ter kokan bıyıklı adam aynı pozisyonda mıncıklıyor beni. Yine ses etmiyorum; zira otobüs kalabalık. Muhtemelen ondan oluyordur diyorum. Düşünceler yanlı... Aynı durakta iniyorum. Aynı koca beni aynı kanepesinde karşılıyor ve aynı beş çocuğa o yorgunluğun altında yemek hazırlıyorum. Çocuklar zırlamasa, koca zırlıyor: “Biram nerde benim?

Gündüz biter gece söyler, kızlar ağlar...

Resim
Kedi eti yedi -güç birliği-el birliği-oy birliği-aile birliği-hani bunun diriliği- avrupa birliği-pazar ekonomisi, adalet, hak ve özgürlükler, daralmalar, kopmalar, neşter operasyonları, batıklar, godoşlar,gözyaşları, favori gelin adayları, topstar adayları, kı.ımın kenarları.... beynimin içinden haber bültenleri geçiyor,,, “”””seven deadly sins seven waste to win seven are your paths to hell and your trip begins seven downyard slops seven bloody hopes seven are your burning fire seven is your desireeeee”””””” şuur bozukluğu vs..vs..vs..vs.. hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı, eski çamların bardak olduğu, büyünün bozguna uğradığı, benlerimin çarpıştığı şu günlerde,günlerin getirdiğine, gecenin götürdükleri eklendi mi, çok da bi şey kalmıyo elinde avucunda, hele ki ellerimin kabuk değiştirdiği şu zor zamanlarda, yüzüme dokunan ben değilim sanki, sanki sanki sankiiiiiiiiiiiiiiii!!!!!!!! Soğuk....... -kader çıkmazları-feleğin çemberi-memleket insanları-çifte standart-kürt böreği-saadet zin