Ekilmiş Eksiklik

Mırr... Mırr...

Uyandı seslere. Gümbür gümbür gelen cızırtı dimdik etti tüylerini. Etrafına bakındı. Kimse yoktu aslında; sahip olamadıkları gibi. Sessizliğe gömülen bedeni derin bir nefes aldı. Kimse yoktu aslında işte; kimsenin tekme atamayacağı gibi.

Sokak köşeleri en sevdiği yatak yorgandı hep. Çünkü kalabalıkta asla zarar veremezlerdi ona, kaybolup giderdi bir birey olarak. Çamurlanması önemli değildi. Önemli olanları çoktan yitirmişti.

Mırr... Mır...

Kafasını okşadı tanımadığı bir el. Aniden uyandı. Önce tırmalayacak gibi oldu; fakat şevkatliydi okşayan el. Dinlemeyi seçti. Gözlerini kıstı, oturur pozisyonda kendisini okşayan ele baktı. Açıkladı kendisini o el, dillere döktü sevdasını. "Sevgi çok arsız." dedi kendi kendine.
Aldanma şimdi bu gece.
Kuyruğunu salladı tepkisizce.

Okşayan el, geri çekildi. Halbuki sadece hissettiklerini sezdirmişti.

Ertesi gün, yine aynı köşesinde, aynı miskinlikle gerinirken gördü o eli. Bu sefer yanından ilgisizce geçip gitmişti. "Mırr..."ladı istemsiz.

Ve dipteki kedi, kuyruğunu sallaya sallaya gülümsedi.

Hoyratça yaşadığı hayatında biriktirdikleri bir parça tırnak, bir parça patiydi. Kendisi seçmemişti. Bittiği günde bırakacaktı kemiklerini.

O, gülümsedi.

Gülümsemeyi tercih etti.

Sürünmesi yetmezdi. Sarı tüyleri temizlikten parlasın istedi.

Tek bir okşama, kuyruğuna bağlanan bütün tenekelerin acısını bastırmaya yetmişti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Chares Dickens - Büyük Umutlar" Kitap Eleştirisi (Kitabı okumuş olanlar için)

"Gustave Flaubert - Madam Bovary" Kitap Eleştirisi (Kitabı okumuş olanlar için)

Günce - 15 Mart, 22